Fenerbahçe, Süper Lig ve Türkiye Kupası’nda havlu attı. Konuşma Ligi’nde de işi zora soktu. Tribünler isyanda, topluluk seçim istiyor. İsmail Kartal ise taraftarın ayıp ettiğini söylemiş oldu. Tüm bunlara bakarsak neler söylersiniz, Fenerbahçe ne yapmalı?
Yüzyıllık Türk futbol tarihinde 3 büyüklerin bu kadar mesele yaşamış olduğu, bu kadar bunalıma girmiş olduğu, bu kadar yanlışın yapıldığı bir başka sürem hatırlamıyorum. Bu bir tek F.Bahçe özelinde değil; G.Saray, F.Bahçe’den de beter. Beşiktaş’ın ise geçen senenin şampiyonu olup, bu şekilde iyi bir ekibe sahipken bu hallere düşmesi futbol matematiğiyle açıklanamıyor. F.Bahçe’nin artık yapacağı hiçbir şey kalmadı. Avrupa’da ilerleyebilme şansı da azaldı ve kim bilir en önemlisi Ali Koç benzer biçimde oldukça kuvvetli bir ismin, bir F.Bahçe sevdalısının düşmüş olduğu bu durum oldukça acı. Pek doğal ki kendi hataları da var. En kötüsü ise Ali Koç ile yandaş arasındaki köprüler tamamen yıkıldı. Artık bir atımlık canı var. O da gelecek yıl Löw’ü mü getirir, Mourinho’yu mu getirir, Jürgen Klopp’u mu getirir bilmiyorum fakat Ali Koç’lu F.Bahçe önümüzdeki sürem şampiyon olamazsa Ali Koç tarihe gömülür ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir insanoğlunun parasıyla iyi mi rezil olacağının sembolü haline gelir.
GALATASARAY’I ELMAS DEĞİL BAŞKALARI YÖNETİYOR!
G.Saray’da Burak Elmas kararlarıyla eleştiriliyor. Son olarak zayıf kariyere haiz bir sportif direktör göreve getirdi. Torrent başarısız. Yedi ayda Elmas kulübü iyi mi bir krizin içine soktu?
Kimse kızmasın, Burak Elmas bırakın G.Saray Başkanı olmayı, kendi aile apartmanında yönetici bile olması imkansız. Futbolu bilmiyor, yönetmeyi bilmiyor, bazı kulaktan dolma bilgiler ile sözüm ona kurumsallaşmak adına hata üzerine hata yapıyor. Bence G.Saray’ı Burak Elmas değil, kim bulunduğunu belli oranda tahmin edebileceğimiz organize fenalık düşüncesi olan insanoğlu yönetiyor. Terim’in gitmesi de hataydı, Torrent’in gelmesi de… Şimdi adını sanını bilmediğimiz bir adamı getirmişler. Türkiye’ye gelen bu tür adamlar kesinlikle yolundadırlar! Garip miktarlara meydana getirilen garip transferler, anlamsız seçimlerle kendi ceplerini düşünürler, G.Saray’ı değil. Bunun geçmişteki en mühim örneği, bir zamanlar F.Bahçe’nin başlangıcında olan Terraneo. Fenerbahçe’yi soymaya kalktı, Aziz Yıldırım uyandı ve kovdu.
İKİ BAŞKAN BERABER YÜRÜYOR
Burak Elmas, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ile aynı yoldan yürümüş olduğu için başarısız yorumları yapılıyor. Bu iki başkanın birbirinden etkilendiklerini düşünüyor musunuz? Sonuçta iki kulüp de oldukça başarısız.
Burak Elmas ile Ali Koç, birlikte yürüyorlar. O meşhur şarkının mısraları benzer biçimde, ‘Birlikte yürüdük bu yollarda, birlikte ıslandık yağan yağmurda’ misali, kendi camialarını hızla dibe vurduruyorlar. Üstelik bu insanlara baktığım zaman ikisi de eğitimli, ikisi de iyi ailelerden geliyorlar fakat ikisinde de oldukça ciddi ego problemi var. Ya bazı mevzularda ‘biz her şeyi biliriz’ diyorlar ya da topyekun profesyonellere teslim oluyorlar. Futbolda ikisi de geçmez. Bir ihtimal bir otomobil fabrikasında profesyonellere teslim olabilirsin, kotayı koyarsın, üretim ve satış hedeflerini koyarsın, eğer senin ustalaşmış bu hedefleri yakalarsa başarılıdır. Patron olarak para kazanırsın, o ustalaşmış ile de yola devam edersin fakat futbolda devamlı bu iş bu şekilde olmuyor. Futbolda her vakit 2+2, 4 etmiyor.
SANCAK SESSİZ ÇOĞUNLUĞUN SESİ OLDU
Adana Demirspor Başkanı Murat Sancak, yargıcı toplumu için mühim iddialar ortaya koydu. TFF de savcılığa başvurdu. Siz yargıcı camiasını oldukça yakından bilen bir insansınız, Sancak’ın sözlerine iyi mi yorum yaparsınız?
Murat Sancak’ın söylediklerini aslına bakarsan TFF Başkanı’ndan tutun da Türk futbolunun tepesinde bulunan, Türk futbolunda her insanın birbirini tanımış olduğu minimum 300 şahıs de biliyor. Hakemler ve teknik direktörler içinde FETÖ’cü var mı yok mu bilmiyorum, söyleniyor fakat kimsenin günahına giremem. Sadece yargıcı atamalarının iyi mi yapıldığı, perde arkasında hangi oyunların oynandığı, TFF’de kimlerin ne işler çevirdiğini bir tek Sancak bilmiyor, tüm kulüp başkanları biliyor. Basındaki belli insanoğlu biliyor, hakemler biliyor, teknik adamlar biliyor. Fakat asla kimse konuşmuyor. Murat Sancak, birkaç kere Süper Lig’e çıkma finalini kaybettiğinde son aşama beyefendi ve sağduyulu davrandı. Demek ki hem centilmen hem de hakkına razı bir adam. Beşiktaş maçından sonrasında çıldırdığına nazaran demek ki bizim de tahmin ettiğimiz, onun net bilmiş olduğu bazı hokkabazlıklara isyanı var. Dolayısıyla Murat Sancak’ın isyanı aslına bakarsak sessiz çoğunluğun isyanı. Başka kulüp başkanları korkuyorlar, hakemler ve TFF’den beklentileri olduğundan canları da yansa susuyorlar. Esasen canları yandığında onlara bu hokkabazlar, ‘Merak etmeyin telafi edeceğiz’ diyorlar ve sistem maalesef bu şekilde yürüyor.
FIFA VE UEFA’DA DA YORUMCULAR MI DÜŞÜRDÜ!
Ligin marka kıymetini kulüpler mi düşürüyor yoksa televizyonda yorum icra eden insanoğlu mı? Bunu soruyorum, bu sebeple devamlı kulüp başkan ve yöneticileri yorumculardan ve basından şikayetçiler. Bunu bilhassa gösterim ihalesinin olduğu bugünlerde dillendiriyorlar. Neler söylersiniz?
Pek doğal ki kulüp başkanları düşürüyorlar. 3 büyük kulüp bu kadar başarısız olursa, sistem korsan yayınların engellenmesinin önüne geçmezse meydana getirilen atamalar, yargıcı hataları, halkın futbola olan sevgisini aşağı düşürürse doğal ki pastanın kıymeti düşer. Bu yorumcular, kısaca biz, 10 yıl ilkin de vardık. Hem de daha beterdik. Fakat o vakit ihalede 400 milyon doları senelik görmüş oldu. Mantıken düşünün, geriye kalmış 14 hafta hangi Galatasaraylı, Fenerbahçeli ya da Beşiktaşlı dekoder alır ya da satın almaya devam eder. Trabzonspor’un şampiyonluğa oldukça yaklaştığı, Konya, Adana Demirspor ve Başakşehir takımlarının ikincilik mücadelesi yapmış olduğu bir ligin reytingi pek doğal ki düşüktür. Senelerce aldıkları milyonlarca doları rezil futbolculara harcayan, 3 kuruşluk vasıfsız oyuncuları milyonlarca Euro’ya aktarma eden bilhassa 3 büyük kulübün başkanları, TFF’ye girmiş bir sürü hokkabaz maalesef Türk futbolunun kıymetini buralara düşürdü. Gerek Ulusal Takımımızın gerekse kulüplerimizin FIFA ve UEFA sıralamalarında oldukça arkalara düşmesinde yorumcuların ne suçu olabilir?
Kaynak: sabah.com.tr